Güvenli Sürüş Teknikleri Eğitimi

Güvenli Sürüş Teknikleri Eğitimi Nedir?

Güvenli Sürüş Teknikleri Eğitimi; işletmenizde araç kullanan personelin, trafikte ve saha koşullarında karşılaşabileceği riskleri doğru şekilde yönetmesini amaçlayan, İSG temelli bir eğitim hizmetidir. Bu eğitimde yaklaşımımız yalnızca trafik kurallarını hatırlatmak değil; sürücünün davranışlarını, reflekslerini ve risk algısını geliştirmektir.

Demir İSG olarak eğitimi, bir yandan İş Güvenliği Uzmanı bakış açısıyla risk analizi, diğer yandan Usta Öğretici tecrübesiyle sahaya uyarlanmış sürüş teknikleri üzerinden yürütüyoruz. Böylece çalışanlar için teorik değil, günlük hayatta karşılığı olan bir farkındalık oluşturuyoruz.

Yasal Dayanak ve İş Kazası Sorumluluğu

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca, şirket araçlarıyla yapılan trafik kazaları iş kazası kapsamındadır. Bu nedenle işverenin, araç kullanan çalışanlarını sürüş güvenliği konusunda eğitmesi; “çalışanların eğitimi ve bilgilendirilmesi” yükümlülüğünün ayrılmaz bir parçasıdır.

Trafik kaynaklı kazalar yalnızca maddi hasar değil; ağır yaralanma, iş gücü kaybı ve hukuki sorumluluklara da yol açabilir. Güvenli sürüş eğitimi, bu riskleri azaltmaya yönelik önleyici bir İSG tedbiridir.

Trafik; hız, yol durumu, hava şartları, dikkat dağınıklığı ve insan faktörü gibi çok sayıda değişken barındırır. Bu değişkenler doğru yönetilmediğinde, iş kazası riskine dönüşür. Eğitim sürecinde bu riskler, İSG risk analizi bakış açısıyla ele alınır ve sürücünün bilinçli karar alma yeteneği güçlendirilir.

Amaç; sürücünün sadece kuralları bilmesi değil, riskleri öngörebilmesi ve doğru refleksi geliştirebilmesidir.

Güvenli sürüş teknikleri kapsamında araç kontrolü, güvenli takip mesafesi ve doğru frenleme gibi temel sürüş prensipleri profesyonel bir perspektifle aktarılır. Eğitim, sürücünün aracıyla kurduğu ilişkiyi güçlendirmeyi ve ani durumlarda doğru tepki verebilmesini hedefler.

Trafik kültürü başlığında; zamanla unutulan kurallar hatırlatılır, kurumsal araç kullanımında sorumluluk bilinci pekiştirilir. Böylece sürüş, bireysel bir davranıştan çıkıp kurumsal bir güvenlik kültürüne dönüşür.

Eğitimde sürüş öncesi araç kontrollerinin önemi vurgulanır. Lastik güvenliği, emniyet kemeri kullanımı, araç içi ergonomi ve sürücü pozisyonu gibi detaylar, kazaların önlenmesinde kritik rol oynayan unsurlar olarak ele alınır.

Araçla ilgili küçük ihmallerin, büyük kazalara yol açabileceği örneklerle aktarılır.

Sürüş sırasında dikkat dağıtan faktörler; cep telefonu kullanımı, yorgunluk, stres ve öfke gibi unsurlar detaylı şekilde değerlendirilir. Trafikte sakin kalabilme, öfke kontrolü ve riskli davranışlardan kaçınma konularında farkındalık kazandırılır.

Bu yaklaşım, sürücünün yalnızca araç kullanırken değil, karar alma sürecinde de güvenli davranmasını sağlar.

Yağmur, kar, buzlanma ve düşük görüş gibi olumsuz hava koşulları, kazaların en sık yaşandığı durumlardır. Eğitim kapsamında bu şartlarda hız yönetimi, takip mesafesi ve frenleme teknikleri ele alınır. Amaç; sürücünün değişen koşullara uygun sürüş alışkanlığı geliştirmesidir.Araçla ilgili küçük ihmallerin, büyük kazalara yol açabileceği örneklerle aktarılır.

Sonuç

Güvenli Sürüş Teknikleri Eğitimi; trafik kazalarını azaltan, çalışanların farkındalığını artıran ve işverenin hukuki sorumluluklarını güçlendiren önemli bir İSG uygulamasıdır.

Demir İSG ile sürüşü bir risk alanı olmaktan çıkarın; güvenli, kontrollü ve bilinçli bir trafik kültürü oluşturun.